23 Şubat 2012

Yavuz Sultan Selim ve Küpe Meselesi

Sultan Selim Han'ın küpe taktığı çokça kişi tarafından bilinir ve anlatılır. Fakat edindiğim bir bilgiye göre, Osmanlı minyatürlerinden anlaşıldığı kadarıyla sultanın küpesi yokmuş ve küpe taktığına dair hiç bir ibare de bulunmamakta imiş.




Ayrıca, Avrupalı ressamların çizdiği portrelerin kitaplarda anlatılanlarla uyuştuğunu, yine de bunun tartışılabilir olduğunu ve bu ressamların Selim Han'ı bizzat görmeden, sadece tarihçilerin anlatımlarından yola çıkarak çizim yaptıklarının unutulduğuna değinilmiş kaynakta. Dolayısıyla küpenin de ressamın kendi isteğiyle eklediği bir aksesuar olabileceği vurgulanmış... Akıllara bir soru geliyor; bu yakıştırma diğer padişahlara değil de neden sadece Selim'e yapıldı o halde? Daha fazla bilgi için;
_____________________________
Kaynakça:
Şimşirgil, A. (2010).Kayı III. İstanbul: Adem Eğit. Kül. ve Sos. Hiz. Der. İkt. İşletmesi

Kıssa (Yavuz Sultan Selim Han)

"Nasıl?


Selim Han'ın yine yanına aldığı ve seçtiği  adamların kıymetini gösteren bir misal...
Mısır seferinde çıktıkları gün kayıkla Üsküdar'a geçerlerken Hasan Can, Selim Han'ın yanındadır. Ne konuşurlar bilinmez amma bir ara boğazın ortasında Selim Han âniden aklına gelmiş gibi sorar:
"Hasan Can yumurta sever misin?" O da tereddütsüz:
"Belî sultanım!" cevabını verir.
Yollar, muharebeler, insanlar, şehirler...Nihayet Mısır seferi biter, İstanbul'a gelirler. İki seneden daha fazla bir zaman geçmiştir. Selim Han ertesi gün için hazırlanan karşılama merasimlerinden sıkıldığı için gece vakti boğazı geçmektedir.
Hasan Can yine yanındadır. Kim bilir bu defa ne konuşmakta veya ne düşünmektedirler. Boğazın yine orta yerine geldiklerinde Selim Han birden bire: "Nasıl?" diye sorar: Hasan Can yine tereddütsüz ve belki ışık hızıyla:
"Rafadan sultanım" cevabını verir. Birlikte düşünmek, beraber hissetmek... 'Hem-hâl olmak' denilen şey bu olsa gerek. "(1)


______________________________
1 Ahmet Şimşirgil, Kayı III, İstanbul, 2010, s.292